Tweet |
Dünyayı ve çevremizi anlayıp iletişim kurmamız için çok önemli bir rolü olan kulaklarımız işitme kayıplarında yaşanan sorunlarından dolayı yaşam kalitemizi düşürüyor. İrmet Hospital Kulak Burun Boğaz Bölümü Uzmanı Op. Dr. Beyhan Fahri BEKİR “Dil ve konuşma gelişimini olumsuz etkileyen işitme kaybı, çocuklarda öğrenme problemlerine neden oluyor ve akademik başarının düşmesine yol açıyor.“ dedi.
3 gün ve daha kısa sürede ortaya çıkan, arka arkaya 3 frekansta 30 dB’den daha fazla sensörinöral (sinir sağırlığı) işitme kaybı gelişmesine ani işitme kaybı denir. Ani işitme kayıpları ne kadar erken evrede teşhis ve tedavi edilirse o kadar hastanın yaşam kalitesi artmaktadır. Ani işitme kayıpları 50-60 yaşları arasında daha fazla görülmektedir. Kadın ve erkek dağılımı eşittir. Çoğunlukla herhangi bir sebep bulunamadığı için idiyopatik (oluş sebebi bilinmeyen hastalık) kabul edilir.” dedi.
ANİ İŞİTME KAYIPLARI NEDEN OLUR?
Ani işitme kayıplarına neden olan pek çok faktörü olduğu gözlenmektedir. Özellikle viral enfeksiyon olguların yaklaşık %25’inde birkaç hafta önce üst solunum yolu enfeksiyonu geçirme öyküsü vardır. En sık rastlanan nedenler; kabakulak virüsü, kızamık virüsü, influenza, adenovirüs, herpes zoster’tır. Bunun yanı sıra menenjit, sfiliz ve HIV virüsü de ani işitme kayıplarına neden olabilir.
Kan pıhtılaşma bozukluğu ya da emboli gibi damarı tıkayacak herhangi bir neden sonucunda da ani işitme kaybı ortaya çıkabilmektedir.
Bakteriyel enfeksiyonlar, iç kulakta labirent adı verilen yapının bakteriyel enfeksiyonu ile ani işitme kaybı izlenebilmektedir.
Tümörler meninjiom, hemanjiom, akustik nörinom gibi tümörler işitme sinirlerini ya da diğer kulak yapılarını etkileyerek ani işitme kayıplarına neden olabilir. Streptomisin, siklofosfamid, bazı idrar söktürücüler, sisplatin gibi bazı ilaçların kullanımı ani işitme kayıplarına neden olabilmektedir.
Kafa travmasının yaratabileceği bir iç kulak travmasının yanı sıra, sadece iç kulak yapılarının mukoza ya da zarlarında yırtık oluşturabilecek basınç değişiklikleri de ani işitme kaybı ile sonuçlanabilmektedir. Öte yandan şeker hastalığı, yağ metabolizması bozuklukları gibi hastalıkların ani işitme kaybına neden olabildiği bilinmektedir.
TANISI NASIL KONUR?
İşitme kaybının 3 günden kısa sürede gelişmesi en dikkat çekici özelliğidir. Bazı hastalarda işitme kaybının yanı sıra baş dönmesi de gözlenebilmektedir.
Ani işitme kaybının tanısında yapılan başlıca test; odiometridir (işitme testi). Yapılan işitme testinde peş peşe üç frekansta en az 30 dB (desibel) işitme kaybı tespit edilmesi gerekir. Bunlara ek olarak kan testinde metabolik ve etyolojik faktörler taranır.
Eğer işitme kaybı üç haftada düzelmezse MR ve tomografi ile ayrıntılı incelemeye gidilmektedir.
TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?
Ani işitme kaybı tedavisi ağızdan ve kulak içi destekleyici başta olmak üzere, kan akışını arttıran, damarları genişleten tedaviler, Hiperbarik oksijen tedavisi olarak özetlenebilir.
Ani işitme kaybı tanısının konulması, tedavinin ilk aşamalarından birisidir. Eğer damarların tıkanmasından kaynaklı bir durum söz konusuysa damar açıcı ilaçlar hekim tarafından önerilir.
Bununla birlikte anti-viral veya anti-oksidan ilaçlar, yine sıklıkla kullanılan tedavi ilaçları arasındadır. Hastalığın teşhisine yönelik tedavi yöntemi uygulanmazsa, işitme kaybı yaşanmaya devam edebilir. Bu durumda hastaların genellikle uğultu duyduğu, çınlamalar duyduğu veya seslerin yankılandığı şikayeti gelmektedir.
Ani işitme kaybının tedavisinde; kanı sulandırıcı bazı ilaçlar, sistemik ya da lokal (kulak içi) kortikosteroidler, karbojenler, yüksek molekül ağırlıklı serumlar, vitamin ve idrar söktürücüler, koenzim Q gibi bazı tedaviler de tek tek ya da kombine olarak uygulanabilmektedir.
Hastalığın seyrine etki eden faktörler şöyle sıralanabilir;
İleri yaş
Eşlik eden baş dönmesi
Damarsal risk faktörleri
Şeker hastalığı gibi metabolik hastalıkların varlığı, alkol ve sigara kullanımı
Tedaviye geç başlanması (3 günden sonra)
Ani işitme kaybında en önemli nokta tedaviye mümkün olan en kısa sürede başlanmalıdır. Bu hastalıkta ne kadar zaman boşa harcanmışsa, tedaviye alınabilecek olan iyi yanıt ümidi o kadar azalmaktadır.